Dün Uludere’de yaşananlarla alakalı sosyal medya, tv, radyo… ne kadar iletişim aracı varsa işi gücü bırakıp takip etmeye çalıştım. Sinirlendim, kızdım… sağa sola telefon açtım, telefonlar geldi. Bizim siteye aylakadamız’a baktım. Crockett yazmış neyse ki. Bu atıl, bu beter zamanlarda işi gücü asıp yazı yazmaya çalışıyor. Hepimiz adına tavrını koyuyor.
Neyse.
Şu olaya kısaca bir bakalım. –Olay yazmaktan sıkıldığım için herkesin bildiği ama söylemekten çekindiği dille yazıp olay yerine katliam diyeceğim- Öncelikle, arkadaş sen devletsin. İnsanını koruyup kollama mekanizmalarını geliştirmediğin sürece sana muz cumhuriyeti de derler Mogadişu demokrasisi de. Kaçakçılık yapan yurttaşını terörist “sanıp” -o sanma nasıl bir şeyse artık- 47 dakika boyunca üzerlerine bomba yağdırıyorsun. Bu insansız hava aracı denen şeyin nasıl çalıştığını biliyoruz. X-Ray cihazına benzer bir sistemle metal ve nametali birbirinden ayırıp görebilen bir araçtan bahsediyoruz. Sen eşek üzerindeki varile RPG muamelesi yaparsan, seni devlet sanıp devrim yapmaya çalışanlar elbette çoğalacaktır.
Sağ olsun medyamız bu olaylar yaşanırken ve üzerinden saatler geçmesine rağmen sesi sedası çıkmadı. Ağzını bıçak açmadı, üç maymunu oynadılar. Neyse ki imdada genelkurmay bildirisi yetişti. O da özürlü mözürlü bir basın açıklaması ve sonunda saygıyla diyerek bitirmişler. Devlet bakanı operasyon kazası olarak açıkladı durumu. Doğru, apandisitten ameliyata yatan hastanın beynini almakta operasyon hatası sayılabilir.
Katliamın bilânçosu şu 17 yurttaş kayıp bu kesin, 35 ile 40 civarı yurttaşta eşek sırtında morglara oradan da otopsiye taşındı. Ölü. Bu kesin. Bu fotoğraftan hükümetin sorumlu olduğu aşikar peki kendine pay çıkartıyor mu bunun oranı ne? Elbette hayır. Hayır’ın rakamsal karşılığı ne peki? Sıfır!
Son söz diyip bitirelim. İnsanların önüne sıfat koyup onları insansızlaştırmaya çalışırsan örneğin; kaçakçı, fahişe, eşcinsel vs. sana dünya alem götüyle güler.
‘Papyrus’